TransPRK gelişmiş lazer yöntemiyle cihaz teması olmadan göz tedavi edilebiliyor.
Gözlük ve kontakt lenslerden kurtulmak için uygulanan tedavilerde göze dokunulması, lazer operasyonunu tercih eden hastalarda tedirginliğe yol açıyor.Hastanın bir ışık kaynağına 50 saniyeden daha kısa bir süreyle bakmasıyla uygulanan bu tedavinin ayrıntıları:
TransPRK yönteminin diğer lazer yöntemlerinden farkı nedir?
Bugüne kadar alışılagelmiş ve “LASIK” veya “İ-LASIK” olarak adlandırılan lazer tedavi tekniklerinde , gözde kornea dokusu özel bir bıçakla veya lazerle kesilerek uygulanıyor. Her ne kadar başarılı sonuçlar alınsa da bazı komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor.
TransPRK yönteminde ise ameliyattan önce gözün ön çeperinin alkolle eritilerek kazınması ya da çeperin bıçak veya başka bir lazer cihazıyla kaldırılması söz konusu değil.Bu yöntemde uzaktaki bir ışık kaynağına 50 saniyeden az bir süreyle bakmak tedavi için yeterli oluyor.
Bu yöntem hangi hastalara uygulanabiliyor?
TransPRK yöntemi , özellikle korneası ince olan hastalarda ve kornea yüzeyi normalden daha dik olan problemli olgularda tercih ediliyor.
Korneaya temas edilmediği ve kesi uygulanmadığı için,işlemden sonra gelişebilen “ektazi” bu yöntemde görülmüyor.Bu yöntem, kesiden önce gözün sabit tutulması için uygulanan vakum halkasının yol açabileceği retina yırtılması riskini de ortadan kaldırıyor.
Miyop ve astigmat hastalarında çok başarılı sonuçlar veren Trans-PRK lazer tedavisi, gözde iz bırakmıyor.Doku kaldırılarak uygulanan lazer tedavilerinden sonra gözleri uzun süre darbelerden korumak gerekirken,Trans-PRK tedavisinden 3-4 gün sonra hastanın boks maçı yapması bile hastanın gözüne zarar vermiyor.
TransPRK uygulaması gözde iz bırakmıyor.Bu tedaviden bir ay sonra yapılacak göz muayenesinde, hastanın gözüne lazer yapılmış olduğunu anlaşılmaz. Trans-PRK tedavisinden sonra gözlerin kapatılması gerekmiyor,hasta iki gözünü de açık tutabilir.Uygulama, aynı tedavi seansında iki göze birden yapılabiliyor.