Şeker hastalığının kaçınılmaz bir sonucu olan göz içi kanamaları veya diyabetik retinopati dediğimiz değişiklikler özellikle kan şeker kontrolünün yapılmadığı durumlarda erken ve hızlı gelişir. Şeker hastalığı tanısı konulan hastaların ilk 10 yıl içinde yarısında, 30 yıl içinde ise yüzde 90′ın da bu problemler gelişir.
Diyabetik retinopatide uygulanan laser fotokoagülasyonunda amaç mevcut görmeyi koruyup ileri kayıpları önlemektir. Fotokoagulasyonda, sızıntıları gidermek amacıyla yüksek enerjili bir ışın olan argon laseri kullanılır. Bu laser anormal kan damarlı retina bölgesinde küçük yanıklar oluşturulur. Argon lazer ile fotokoagülasyon tedavisi muayenehane koşullarında uygulanır.
Göz damlası uygulanıp hastanın önce göz bebekleri büyütülür. Biyomikroskop masasına oturan hastaya korneası üzerine bir kontakt lens yerleştirilir. Böylece tedavi edilecek retina bölgesine laser ışığı fokuslanır.
FundusFloreseinAnjiografi (FFA) fotoğrafları laser spotlarının nereye yerleştirilmesi gerektiğini konusunda hekime yardımcı olabilir. Tedavi birkaç seansta yapılır ve herbir seans 10-15 dakika kadar sürer. İşlem sırasında, yüksek enerjili ışıktan dolayı hastalar parlak flaşlar görebilirler.
Laser tedavisinden hemen sonra hastalar evlerine yalnız dönebilirler ancak araba kullanmaları tavsiye edilmez. Yaklaşık bir gün kadar görmeniz bulanık olabilir. Tedaviden sonra periferal görme alanlarınızda daralmalar ve kayıplar olabilir.
Bunun sebebi tedavinin yöntemi olarak santral görmenizin mümkün olabilen en önemli kısmını korumak amacıyla kaybetmiş olursunuz. Gece görmeniz ile ilgili güçlükleri de farkedebilirsiniz. Makula ödemini tedavi etmek için uygulanan laser tedavisinin hemen ardından, laser yanıklarının oluşturduğu küçük spotlar görme alanında farkedilebilir. Bunun dışında ciddi bir yan etkisi yoktur.